Büyük yelkenli kargo gemileri okyanusa doğru yelken açtı!

Neptune's Breath gemisi, yakıt tüketimini ve denizcilik endüstrisinin karbon ayak izini azaltmak için geleneksel rüzgar enerjisini kullanarak inşa edilen SkySails yelken teknolojisini denemek üzere yola çıktı.

Büyük yelkenli kargo gemileri okyanusa doğru yelken açtı!

Adeta 10 katlı bir bina yüksekliğindeki sert yelkenlerle donatılmış devasa kargo gemileri, okyanusun mavisiyle buluşuyor. Pyxis Ocean adlı bu gemi, geleneksel yöntemlerin ötesine geçerek yakıt kullanımını minimize etmek ve denizcilik endüstrisinin çevresel etkisini azaltmak amacıyla tasarlanmış olan WindWings yelkenlerinin testine ev sahipliği yapacak.

WindWings yelkenleri, denizcilik sektörünün önemli bir dönüşümüne öncülük ediyor. Her biri 10 katlı bir binayı andıran gemiler, eski usul hava gücü yerine rüzgarın gücünden yararlanarak ilerleyecek. Bu inovasyon, hem yakıt tüketimini düşürmeyi hem de denizcilik endüstrisinin 2050 hedefine yönelik CO2 emisyonlarını büyük ölçüde azaltmayı amaçlıyor.

WindWings yelkenlerinin yaratıcıları, denizcilik sektörünün 2050'ye kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşma taahhüdü nedeniyle bu teknolojinin kargo gemilerinin karbon ayak izini yaklaşık %30 oranında azaltabileceğini tahmin ediyor. Hatta alternatif yakıtlarla bir araya geldiğinde bu azalmanın daha da fazla olabileceği öngörülüyor.

Pyxis Ocean gemisi, her biri 37,5 metre uzunluğundaki iki WindWing yelkeniyle donatıldı. Bu sert yelkenler, rüzgar türbinlerinde kullanılan malzemelerle üretiliyor ve kargo gemilerinin güvertelerine entegre edilebiliyor. Bu sayede, mevcut gemiler de çevresel etkilerini azaltma fırsatına sahip oluyor. Gemideki ilk deneme seferi, Çin'den Brezilya'ya uzanan bir rota üzerinde gerçekleşecek.

Denizcilik sektörü, temmuz ayında sera gazı emisyonlarını "2050 yılına kadar veya buna yakın bir zamanda" net sıfır seviyesine indirme hedefiyle önemli bir anlaşma sağladı. The New York Times'ın belirttiğine göre, bağlayıcı olmayan bu anlaşma aslında zorlayıcı taahhütlere dayanmasa da hükümetlere hedeflerini nerede belirlemeleri gerektiğine dair bir yol gösterici niteliği taşıyor.

Küçük ada ülkeleri ve ekonomik açıdan daha az gelişmiş kıyı bölgeleri, anlaşmanın daha katı bir yapıya sahip olmasını sağlayarak son dakika baskısı yaptı. Bu da, küresel ısınmayı 1,5 santigrat derece ile sınırlamayı amaçlayan önemli bir stratejinin oluşturulmasına olanak tanıdı. İklim uzmanlarına göre, bu sınır değeri Dünya'yı en olumsuz iklim senaryolarından korumanın kritik bir adımıdır.