Okulların Açılmasıyla Birlikte Hastalık Sezonu da Başladı!

Sonbaharın gelmesiyle birlikte okulların da kapılarını açması, birçok hastalığın artış göstermesine neden oldu. Öğrencilerin bir araya gelmesi ve kapalı alanlarda uzun süre vakit geçirmesi, hastalıkların yayılma riskini artırdı.

Okulların Açılmasıyla Birlikte Hastalık Sezonu da Başladı!

Özellikle minik öğrenciler arasında sıkça görülen bu rahatsızlıklar, aileleri endişeye sevk ediyor.

Her ne kadar hava sıcaklıkları henüz düşmemiş olsa da, önümüzdeki dönemde pek çok kişi bu hastalıklarla karşı karşıya kalabilir. Ancak bu hastalıkların birçoğu, doğru bakım ve tedaviyle hızla atlatılabilir. Ancak bazı durumlarda profesyonel tıbbi yardım almak şarttır.

Bu dönemde karşımıza çıkabilecek hastalıklar neler? Ne zaman bir uzmana başvurmalı? Bu hastalıklardan nasıl korunabiliriz?

Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nden Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu, yaklaşan hastalık sezonuyla ilgili bilinmesi gerekenleri ve korunma yollarını TRT Haber için detaylandırdı.

"Ateşin 2-3 gün süresince devam etmesi, solunum zorluğu, göğüs bölgesinde rahatsızlık hissi ve artan halsizlik gibi belirtilerle karşılaşıldığında mutlaka bir uzmana başvurmak gerekiyor. Ayrıca, kronik rahatsızlıkları bulunan kalp, akciğer ve böbrek hastalıkları gibi ek sağlık sorunları olan çocuklar için de doktor önerisi önemlidir. Sağlık Bilimleri Üniversitesi'nde görevli Bakırköy Dr. Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Nevin Hatipoğlu, bu belirtilerin ciddiyetine dikkat çekiyor."

Solunum Hastalıklarında Yoğunluk Artacak

Sonbaharın gelmesi ve okulların açılmasıyla birlikte hava sıcaklıklarının azalmasının, solunum yolu enfeksiyonlarının yayılmasını tetikleyeceğini” vurgulayan Prof. Dr. Hatipoğlu, öğrencilerde özellikle grip, nezle, orta kulak enfeksiyonları, sinüzit, tonsillit, bronşit ve zatürre gibi rahatsızlıklarda artış beklenmesi gerektiğini söylüyor.

Prof. Dr. Hatipoğlu, bu tür enfeksiyonların genellikle antibiyotik ihtiyacı duyulmadan, dinlenme, bol sıvı alımı ve bazen ateş düşürücülerle kısa sürede tedavi edilebileceğini belirtiyor. Ancak bazı durumlarda doktora başvurmanın şart olduğunu ekliyor:

“Eğer çocuğun ateşi 2-3 gün süreyle devam eder, nefes almakta zorlanır, göğsünde ağrı hisseder veya enerji seviyesi ciddi şekilde düşerse bir uzmana başvurmalıdır. Ayrıca kalp, akciğer ya da böbrek gibi kronik rahatsızlıkları olan çocuklar için de doktor kontrolü önemlidir. COVID-19'un yeni varyantlarının da belirti vermesi halinde, özellikle bağışıklık sistemine sahip veya kronik hastalıkları bulunan çocuklarda daha ciddi semptomlara yol açabileceği unutulmamalıdır.”

Okulların Açılmasıyla Birlikte Hastalık Sezonu da Başladı!

Bademcik Enfeksiyonlarına Önem Verin

Strep A bakterisinin sebep olduğu bademcik iltihabı, okul çağındaki çocuklarda sıkça rastlanan bir sağlık sorunudur. Prof. Dr. Hatiopoğlu, bu rahatsızlığın, özellikle 5-15 yaş grubundaki çocuklarda kış mevsimi ve ilkbaharın başlangıcında daha yaygın olduğunu vurguluyor. Strep A kaynaklı bademcik iltihabının doğru ve zamanında antibiyotik tedavisiyle kontrol altına alınması gerektiğini belirten Prof. Dr. Hatipoğlu, konu hakkında şunları ekliyor:

Bu bakteriyel enfeksiyonun gerektiği şekilde tedavi edilmemesi, özellikle okul yaşındaki çocuklarda kalp romatizmasına yol açabilir. Çocuğun yeni bir boğaz ağrısı, yüksek ateş, ve bademciklerde kızarıklık veya şişlik gibi belirtileri varsa, derhal bir doktora başvurulmalıdır.

Okulların Açılmasıyla Birlikte Hastalık Sezonu da Başladı!

Çocukluk Aşıları Sayesinde Birçok Hastalıktan Korunma Mümkün

Prof. Dr. Hatipoğlu, Hepatit A'nın çocuklarda sıkça görülen bir diğer tehlikeli hastalık olduğunu belirtiyor. "Hepatit A, kirli eller vasıtasıyla bireyden bireye geçebilir ve sarılığa, mide bulantısına, kusmaya ve yorgunluğa sebep olabilir. Okullardaki ortak tuvalet kullanımı ve yetersiz el hijyeni nedeniyle, aşılanmamış okul çocukları arasında Hepatit A'nın yayılma riski vardır" uyarısında bulunan Prof. Dr. Hatipoğlu, Hepatit A aşısının Türkiye'de standart çocuk aşı takviminde olduğunu vurguluyor.

Prof. Dr. Hatipoğlu ayrıca, çocukluk döneminde uygulanan aşılamanın önemini şu şekilde özetliyor:

Türkiye Sağlık Bakanlığı tarafından sağlanan standart çocuk aşıları, öğrencileri zatürre, menenjit, Hepatit A ve B, difteri, tetanos, kızamık ve suçiçeği gibi birçok tehlikeli hastalığa karşı koruma altına alıyor. Ulusal aşı programına göre aşıları eksik olan okul çağındaki çocukların, okula başlamadan önce bu aşılarını tamamlamaları son derece önemlidir.

Eller Sık Sık Yıkanmalı

Eller Sık Sık Yıkanmalı

Enfeksiyonların yayılmasının önlenmesinde el temizliği kritik bir rol oynamaktadır. Prof. Dr. Hatipoğlu, el hijyenine özel vurgu yaparak şunları ifade ediyor:

Son yıllarda yapılan bilimsel araştırmalar, düzenli el yıkamanın enfeksiyon riskini yarı yarıya azalttığını ortaya koyuyor. Bu sebeple, çocuklarımıza doğru el yıkama tekniklerini öğretmeli ve onları sık sık ellerini yıkamaları için teşvik etmeliyiz.

Prof. Dr. Hatipoğlu ayrıca, sağlıklı bir yaşam için temizlik ve hijyenin esas olduğunu belirtiyor. Özellikle okullarda ve çocukların vakit geçirdiği diğer mekanlarda temizlik ve hijyen kurallarına uyulmasının, enfeksiyonların yayılmasını engellediğine dikkat çekiyor.

"Çocukların gelişim çağında olan bedenlerine enerji ve besin maddelerini sağlamak için doğru ve dengeli beslenmeleri şarttır. Okul çağındaki bir çocuğun günlük enerji ve besin ihtiyacı, çocuğun yaşı, boyu, kilosu, cinsiyeti ve günlük aktivite seviyesine göre farklılık gösterir. Günlük beslenme planında protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral dengesi korunmalıdır.

Kahvaltı, okul çağındaki bir çocuğun gün içinde alması gereken besinlerin başlangıcıdır. Öğrenme, konsantrasyon ve okuldaki genel performans üzerinde doğrudan bir etkisi vardır. Bu nedenle, çocuğun sabahleyin kahvaltı yapmadan okula gitmemesi gerekir. Kahvaltıda, tam tahıllı ekmek, süt, peynir, yumurta ve taze meyve gibi besleyici gıdaların bir kombinasyonunu sunarak çocuğun günü enerjik ve odaklanmış bir şekilde başlamasına yardımcı olabiliriz."

Beslenme, bağışıklık sistemini desteklemenin temel taşlarından biridir

Beslenme, bağışıklık sistemini desteklemenin temel taşlarından biridir

Çocukların sağlıklı ve dirençli büyümeleri için dengeli bir beslenme alışkanlığına sahip olmaları esastır. Prof. Dr. Hatipoğlu, bu konuda şunları söyledi:

"Çocuklarımızın büyüme ve gelişme süreçlerinde alması gereken besin maddeleri, yaşlarına, boy ve kilolarına, cinsiyetlerine ve günlük fiziksel aktivitelerine bağlı olarak değişiklik göstermektedir. Günde 3 ana, 1-2 ara öğün olacak şekilde dengeli protein, karbonhidrat, yağ, vitamin ve mineral alımı sağlanmalıdır. Özellikle kahvaltının günün en kritik öğünü olduğunu vurgulamak gerekiyor. Zira kahvaltı, çocukların derslerde daha odaklı ve verimli olmalarını sağlar. Dengesiz ve yetersiz beslenme, çocuklarda büyüme geriliğinden obeziteye, sık hastalanmaktan kansızlık ve vitamin eksikliklerine kadar pek çok soruna yol açabilir. Ayrıca dikkat eksikliği, hiperaktivite ve davranış bozukluklarına da sebep olabileceğini unutmamalıyız."