Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Zaten bir üyeliğiniz mevcut mu ? Giriş yapın
Sitemize üye olarak beğendiğiniz içerikleri favorilerinize ekleyebilir, kendi ürettiğiniz ya da internet üzerinde beğendiğiniz içerikleri sitemizin ziyaretçilerine içerik gönder seçeneği ile sunabilirsiniz.
Üyelerimize Özel Tüm Opsiyonlardan Kayıt Olarak Faydalanabilirsiniz
Yurt Dışı Çıkış Harcına 5-10 Kat Zam Geliyor: Detaylar
Bir dahaki sefere uzun mesafeli bir uçuşa çıktığınızda, bir içki alıp biraz kestirmek konusunda iki kez düşünmek isteyebilirsiniz. Yeni bir araştırmaya göre bu, kalbinizi ekstra baskı altına sokabilecek bir kombinasyon olabilir.
İçindekiler
ToggleAlman Havacılık ve Uzay Merkezi Havacılık ve Uzay Tıbbı Enstitüsü’nden bir ekip, 40 gönüllüyü iki uyku laboratuvarı odasına ayırdı: biri normal yer seviyesinde basınçta, diğeri ise 2.438 metrede (yaklaşık 8.000 fit) seyreden bir uçağı taklit eden yapay basınçta. Araştırma, oksijenin düşük olduğu yüksek irtifalarda alkol tüketiminin etkilerini incelemeyi amaçladı.
Oksijenin yüksek olduğu bu yüksek irtifalarda, teknik olarak hipobarik hipoksi olarak bilinen kandaki oksijen seviyelerinin (SpO2) düşmeye başladığı biliniyor. Bu yeni araştırma, alkol ve şekerlemeyle birlikte bu durumun potansiyel olarak tehlikeli bir karışım olduğunu gösteriyor. Araştırmacılar, “Bu çalışma, uyku sırasında hipobarik hipoksi ve alkolün birleşik etkisini araştıran ilk çalışmadır,” diye yazıyor. “Uçakta alkol tüketiminin, kolaylıkla önlenebilecek, hafife alınan bir sağlık riski olduğunu gösteriyoruz.”
Toplamda dört grup vardı: içki içerek veya içmeden normal basınçta uyuyanlar ve içki içerek veya içmeden kabin basıncında uyuyanlar. Katılımcılara verilen alkol, iki kutu biraya veya iki kadeh şaraba eşdeğerdi. Deneyler sırasında katılımcılar, uçuş sırasındaki uyku bölünmesini taklit etmek için gecede dört saat uyumakla sınırlandırıldı.
Bulgular bir araya getirildiğinde, uçak kabin koşullarında kandaki oksijenin kontrol grubuna göre daha düşük ve kalp atış hızının daha yüksek olduğu görüldü. Bu etkiler, alkol tüketenler arasında daha da büyük oldu. SpO2 için sağlıklı klinik norm yüzde 90’dır. Düşük SpO2 ve yüksek kalp atış hızı, kardiyovasküler sistem üzerinde ekstra bir yük oluşturur ve uzun mesafe uçuş alışkanlıklarının, özellikle mevcut rahatsızlıkları olanlar için, kalp sorunları riskini gereksiz yere artırabilir.
Araştırmanın örneklem büyüklüğü küçük ve katılımcıların tamamı genç ve sağlıklı bireylerdi. Yaşlılar ve daha savunmasız kişiler için istatistiklerdeki değişim daha belirgin olabilir, bu da gelecekteki araştırmaların inceleyebileceği bir konu. Araştırmacılar, “Hastalara yönelik yardım kuruluşları, kamu kampanyaları ve havayollarının yazılı sağlık tavsiyeleri yoluyla bu konuyla ilgili kamuoyunun farkındalığının artırılması gerekiyor,” diye yazıyor. “Teknik ve ekonomik kısıtlamalar, havayolları tarafından kabin basıncında bir artışın uygulanması ihtimalini ortadan kaldırıyor.”
Tatile giderken (ya da stresli bir iş gezisinden sonra eve dönerken) biraz içki içmek ve şekerleme yapmak cazip gelebilir, ancak bu araştırma gezginleri daha dikkatli olmaya çağırıyor. Uçakta alkol tüketiminin sağlığınız üzerindeki etkilerini hafife almamak önemli. Bu konuda daha fazla bilgi ve farkındalık, hem bireysel hem de toplumsal sağlığı olumlu yönde etkileyebilir.
Peki, siz bu konu hakkında ne düşünüyorsunuz? Görüşlerinizi aşağıdaki yorumlar kısmından bizimle paylaşmayı unutmayın!
Yorum Yaz