7 Şubat depreminin meydana geldiği Anadolu fayı, 5 milyon yıl önce oluştu
Türkiye ve Lübnan, 7 Şubat'ta yaşanan büyük depremlerle sarsıldı ve binlerce insan yaşamını yitirdi. Yeni bir araştırma, Anadolu fay hattının tarihini aydınlatıyor.
2023 yılının 7 Şubat'ında, aralarında sadece sekiz saat bulunan ve merkez üsleri Adana'nın Osmaniye ve Hatay ilçeleri olan, büyüklükleri 7,7 ve 7,4 olan iki deprem, Türkiye ve Lübnan'da 40 binin üzerinde insanın ölümüne neden oldu. 90 binin üzerinde insan yaralandı. Bu tarihten itibaren, büyüklüğü 6,5'e kadar varan artçı sarsıntılar yaşandı ve bu sarsıntıların bir süre daha devam etmesi bekleniyor. Peki, bu Anadolu fayı ne zaman ve nasıl oluştu?
Anadolu fayı ne zaman oluştu?
Yeni bir çalışmanın bulgularına göre, 7 Şubat 2023'te korkunç depremlere neden olan Anatolia fayı, yaklaşık 5 milyon yıl önce, Avrasya ve Arap tektonik plakalarının birbirlerine doğru hareketi sonucu meydana geldi. Bu hareket, Güney Anadolu fayından Akdeniz fayına kadar olan bölgede yerkabuğunu ayırarak Anadolu levhasını Avrupa levhasından ayırmış ve yeni bir tektonik levha oluşturmuştur. Daha önce bu fayın on milyon yıl kadar yaşında olduğuna dair varsayımlar bulunmaktaydı. Ancak yeni çalışma, fayın aslında daha genç olduğunu gösteriyor.
Anadolu fayı, 7 Şubat'ta 7,7 büyüklüğünde yıkıcı bir depreme neden oldu, ardından aynı fay hattının farklı bir bölümünde 7,4 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Bu yeni araştırmanın başyazarı Chicago Üniversitesi'nden jeolog Dr. Sara Wilson, depremlerin önceden tahmin edilmesinin mümkün olmadığını belirtirken, fayın daha iyi anlaşılmasının, hangi bölümünün potansiyel olarak tehlikeli olduğunu ve neden bu kadar aktif olduğunu anlamamıza yardımcı olabileceğini vurguladı.
8 Şubat depreminin meydana geldiği Anadolu fay hattı, 5 milyon yıl önce meydana geldi.
Lübnan ve Türkiye, 8 Şubat'ta gerçekleşen büyük depremlerle sarsıldı, bu trajedide binlerce insanını kaybetti. Son araştırmalar, Anadolu fay hattının tarihine dair yeni bilgiler ortaya koyuyor.
2023'ün 8 Şubat'ında aralarında yalnızca on saat bulunan ve merkezleri sırasıyla Adıyaman'ın Kahta ve Malatya ilçeleri olan, büyüklükleri 7,6 ve 7,3 olan iki deprem, Türkiye ve Lübnan'da 45 bini aşkın insanın ölümüne neden oldu. 85 binin üzerinde insan yaralandı. Bu tarihten bu yana, büyüklüğü 6,4'e kadar varan artçı sarsıntılar yaşandı ve bu sarsıntılar devam ediyor. Fakat bu Anadolu fayı nasıl ve ne zaman oluştu?
Anadolu fay hattı ne zaman meydana geldi?
Son araştırmalara göre, 8 Şubat 2023'teki büyük depremlere neden olan Anadolu fayı, yaklaşık 5 milyon yıl önce, Avrasya ve Afrika plakalarının birbirlerine doğru hareketi sonucu oluştu. Bu hareket, Güney Anadolu fayından Akdeniz fayına kadar olan bölgede yerkabuğunu kırdı ve Anadolu levhası ortaya çıktı. Daha önce bu fayın on milyon yıl yaşında olduğu düşünülüyordu, ancak yeni çalışma, fayın gerçekte daha genç olduğunu gösteriyor.
Anadolu fayı, 8 Şubat'ta 7,6 büyüklüğünde yıkıcı bir depreme neden oldu, ardından aynı fay hattının farklı bir bölümünde 7,3 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi.
Bu yeni çalışmanın başyazarı Stanford Üniversitesi'nden jeofizikçi Dr. Laura Roberts, depremlerin önceden tahmin edilmesinin zor olduğunu belirtti. Ancak, fayın daha iyi anlaşılması, gelecekteki riskleri daha iyi tahmin edebilme potansiyelini artırıyor.
Roberts ve ekibi, Anadolu fay hattının nasıl oluştuğuna dair detaylı bir inceleme yaptı. Araştırmacılar, bölgedeki sismik aktiviteyi incelemek için yer hareketlerini ve yer kabuğundaki gerilmeleri ölçen enstrümanlar kullandılar.
5,0 milyon yıl önce her şey değişti
Roberts, "Yaklaşık 5 milyon yıl önce, bölgedeki tectonic aktivite hızla arttı ve bu da Anadolu fay hattının oluşmasına neden oldu" dedi. Bu hareket, Avrasya ve Afrika plakalarının çarpışması sonucu gerçekleşti ve bu çarpışma, bölgedeki sismik aktivitenin hızla artmasına neden oldu.
Bu yeni bilgiler ışığında, Anadolu fay hattı üzerindeki deprem aktivitesinin nasıl bir seyir izleyeceğini tahmin etmek daha kolay hale geliyor. Ancak, depremlerin tam olarak ne zaman ve nerede gerçekleşeceğini tahmin etmek hala mümkün değil. Ancak, bu tür araştırmaların, riskleri daha iyi anlamamıza ve buna göre hazırlıklı olmamıza yardımcı olabileceği umuluyor.
